Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
MİLLETVEKİLLİĞİ hesapları yapacaksın..
Ama backgroundunda teşkilatçılık olmayacak.
Aday olduğun partinin kapısını seçimden seçime çalacaksın.
Siyasi arenada esamen okunmayacak.
Hâttâ adaylık başvurusu yaptığın partinin sempatizanı olduğunu bile hiç kimse bilmeyecek.
Ne zaman, ne para, ne emek.. Hiç biri olmayacak.
Genci yaşlısı, kadını erkeği partisi için çalışıp çabalarken.. Seçim dahili ve seçim harici dönemlerde evini, işini, çoluk çocuğunu ihmal ederken.. Sen sıcacık evinde, yediğin önünde yemediğin ardında, keyfine bakacaksın.
Birileri gövdesini ortaya koyarken, sen kestiğin ayak tırnağını bile esirgeyeceksin.
Sonra..
Fotoğraf stüdyolarında boy boy resim çektirip, süslü püslü cümlelerle adaylık açıklamaları yapacaksın.
Gazeteler yazacak..
Millet okuyacak.
Şanın yürüyecek!
Böyle bir şey yok.
Emeksiz siyaset olmaz.
Hiç emek verenle vermeyen bir olur mu?
Önseçime girse sandığın dibinde kalacak.
Merkezden listeye girmenin peşinde.
Bir de CV’leri olur ki bu arkadaşların, sayfa sayfa.
Bakınca “vay anam, ne marifetli adam” dersiniz.
Şişirmedir.
O sebeple partilerin genel merkezleri listeleri yaparken emek verenin hakkını iyi hesap etmeli.
Siyasi mücadelenin tam ortasında varını yoğunu ortaya koyanla, seçimden seçime ortaya çıkanı bir tutmamalı.