ERGÜN AYDOĞAN
OHAL kaldırılabilirmiş…
İhtiyaç halinde tekrar getirilmek şartı ile kaldırılabilir.
Ne zaman kaldırılacak? Seçimlerden sonra! Niye şimdi değil? Seçimlerden sonra kaldırılacaksa, tarihe OHAL şartlarında seçim yapan iktidar olarak geçmek yerine kaldırın…
Kaldıramazsınız…
Seçimleri OHAL şartlarında kazanıp, gücünüz tahkim ettikten, kontrolü tamamen sağladıktan sonra, her an getirebiliriz baskısıyla kaldıracaksınız.
Bedelli askerlik…
Seçimlerden sonra düşünebiliriz.
Neden seçimlerden sonra? Şimdi getirin, getirecekseniz. Ağızlara bir parmak bal çalacaksınız! Umut yaratacaksınız, oyları alacaksınız; sonra…
Hani bu bedelli askerlik bir FETÖ projesiydi! Ne oldu ‘’Reis, bizi Afrin’e götür’’ şovları! İhtiyaca göre kefen, ihtiyaca göre ‘gönüllü askerlik’ şovları, seçim gelince ‘bedelli askerlik’ vaatleri. Sosyal medyada bedelli askerlikten yararlanan AKP yöneticilerinin listeleri çarşaf çarşaf yayınlanıyor; adı geçenlerden tık yok.
Cemevlerine statü…
16 yıllık iktidarınızda yok sayacaksınız… ‘Cümbüşevi’ diyeceksiniz… Diyanet’ten ödenek taleplerini dikkate almayacaksınız, seçim olunca; seçimden sonra statü sözü vereceksiniz. İnanalım mı? Oy avcılığından başka hiçbir anlamı, inandırıcılığı yok!
Ücretsiz köprü geçişleri…
İleriki bayramlarda, yüksek paralı olan köprüler de parasız olabilirmiş! Neden şimdi değil? Çünkü kendi başlarına karar veremiyorlar; köprü devletin değil. Ya kimin? Hazine’nin 30 yıl geçiş garantisi verdiği özel sektör-konsorsiyumun.
Köprünün sahibi ile pazarlık yapılacak, o da parasız olması için değil; siz sistemi ücretsiz hale getirin, sonra sayıyı bildirin, ne kadarsa Hazine’den karşılayalım. Yani geçmeyen araçların parasının hepimizin cebinden çıktığı gibi, bayramda geçenlerin parası da bizim cebimizden – Hazine’den çıkacak. Köprülerin kullanım hakkı kendinde olunca hemen karar alabiliyorsun ama senin olmayınca; sahibinden izin alman gerekiyor.
Hayvanlara sevgi…
O da seçimlerden sonra. Sevinmek için 16 yıl beklemişler bir seçim daha bekleyiversinler! Kim sevinecek? Adalar’daki faytonları çeken atlar. Seçmenlere müjde! Atlara müjde! Hayvan hakları yasası seçimlerden sonra düzenlenecek, Adalar’daki atlar da sevinecekmiş! Ne zaman? Seçimlerden sonra! 16 yıl beklemişler, bir seçim daha beklesinler canım!
Kek ve çayların bedava, arada bir de ‘Tatar’ böreğinin olduğu; kıraathaneler…
Çoluk, çocuk, cümbür cemaat ailecek çayır çimen yuvarlanılacak; millet bahçeleri…
Her şey ama her şey seçimlerden sonra…
Sadece vaatler mi? Acı reçeteler de seçimlerden sonra. Yollardaki trafik, radar denetimleri, ceza yazmaları… işyerlerinin denetimleri… vergi kontrolleri… idari cezaların uygulanması… indirilen KDV’ler… kamuda uygulanacak zamlar-fiyat ayarlamaları… hepsi ama hepsi seçimlerden sonra.
Şimdi herkese mavi boncuk, seçimlerden sonra; acı reçete…
YASTIKALTI DÖVİZ..
ALTIN VE FAİZ…
BÜTÜN gayretlere rağmen düşmeyen döviz, döviz üzerinden bize operasyon yapılıyor diyen siyasetçiler. Her iş ve işlemi dövize endeksli yapan, tasarruflarını döviz ve altına yatırıp, vatandaşa da; yastık altındaki döviz ve altınlarınızı bozdurarak karanlık güçlerin ülkemiz üzerindeki oyununu bozun telkin ve tavsiyelerini yapan siyasetçiler…
Özellikle Erdoğan ve çevresi tarafından bu telkinler sürekli yapıldı. Yine bir ara döviz bozdurma kampanyaları düzenlendi. Jöleli danışman yeminler etti; döviz alanların eli yanacak, karanlık güçlerin canına okunacak naraları hala kayıtlarda.
Değişen ne, vatandaşın elindeki dövizlerin uçup gitmesi, dövizin yükselişinin sürmesi…
Peki bu telkini veren siyasetçilerin döviz birikimlerini bozdurduğunu gören duyan var mı? Mesela Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı sıfatı ile 2001’de; 174 cumhuriyet altını, 340 bin dolar, 130 bin DM, 8 adet bilezik, 1 adet beşibirlik altın, 2006; 120 bin dolar, 2011; 25 bin Euro, yüz doksan dokuz bin 867 dolar, 2014; 200 bin dolar olarak bildirdiği resmi mal beyanlarındaki döviz ve altınları bozdurduğu duyuldu mu?
Veya kabinede görev alan bakanların mal varlıklarındaki döviz varlıkları ne durumda? Kimsenin mal varlığının bizi ilgilendirdiğinden değil; vatandaşa sürekli yastıkaltı döviz ve altınını bozdur diyenlerin hiç mi döviz ve altını yok?
Vatandaşa bu öneriyi yapanların, örnek olması için döviz ve altın varlıklarını bozdurması, karanlık güçlerin oyunlarını bozmalarına katkı vermeleri gerekmez mi?
Yönetenler bütün ihale, alım satımları, köprü geçiş ücretlerini, kendi özel tasarruflarını döviz üzerinden yapıp, vatandaşa elinizde döviz tutmayın tavsiyesinin hiçbir anlamı yok.
Döviz ve altında durum bu, gelelim faize; o da durdurulamıyor. Sıfır faiz olacak, ben faize karşıyım, indirin şu faizleri, yüksek faiz olmaz, faiz lobilerine teslim olmayacağız naraları atanların sesi çıkmaz oldu. Özünde söylenenler doğru olsa bile piyasanın ve ekonominin kendi kuralları içinde yapılması gerekenler ihtiyaç, şartlar neyi gerektiriyorsa zamanında yapılmalıdır. Duygusallıkla değil, ekonominin reel kurallarına göre hareket edilmelidir.
Ne diyor, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; faiz artırım tedbirleri zamanında atılmamışta olsa, faiz artırım kararları doğrudur. Peki faiz arıtırım kararı doğru ise, zamanında atılmamış olmasının ekonomiye yüklediği maliyetin bedelini kim ödeyecek?
Çok geriye gitmeyelim 15 Mayıs’ta Merkez Bankası Çetinkaya ile Erdoğan arasında program dışı görüşme anında USD/TL paritesi 4,45 iken o görüşmeden sonra faiz 425 baz puan artırıldı. Dolar bu artışa rağmen 4,50-4,55 bandındaydı. Erdoğan’ın İngiltere ziyaretinde 4,95’lere kadar çıktı, dövizi durdurmak için artırılan faizler de çare olmadı. Bir ara düşse de FED’in faiz artırması ile yine bugünlerde 4,77’lere yükseldiği görülüyor.
Zamanında alınmayan tedbirlerin ekonomiye, piyasalara maliyeti yüksek olmuştur. ABD uzun süredir sıkılaştırma tedbirleri uygulayacağı, faiz artıracağı, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki dolarları ülkesine çağırdığı bilinirken. Bizim yöneticilerimiz bunları görmek istemedi tam o dönemlerde benzer tedbirleri uygulamak yerine; ben faize karşıyım, faizler düşürülsün, gerekirse ‘sıfır’ faiz uygulansın görüşlerini her gün tekrar etti.
E ne oldu? Umarız ekonomik kararlar alınırken duygusallıkla değil, rasyonaliteye göre hareket edilir… Peki bu faiz artırımları ile faiz lobisine teslim mi olundu? Olunmadıysa! Bu faiz lobi lafları nedir?
Erdoğan’ın İngiltere’de ürküttüğü finans çevrelerini ikna etmek için giden Maliye Bakanı Şimşek İngiltere’den kaynak sağladı mı? Sağlanan bu kaynak karşılığında İngiltere finans çevrelerine faiz artırma sözü verildi mi?