1071 yılında Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasıyla birlikte, Orta Asya’daki yaşamlarından ayrılıp Anadolu’nun toprakları üzerinde yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardır. Orta Asya, iklimi ve coğrafi koşulları gereği, tarımdan ziyade hayvancılık ile uğraşmışlardır. Tarımsal üretim hiç yoktu diyemeyiz elbette ama hayvancılık daha ön plandaydı. İklim, Anadolu’ya oranla daha soğuk olduğundan dolayı, özellikle yağlı hayvanları tüketmişlerdir. Anadolu üzerinde hakimiyet kurmuş devletler, gerek kendi mutfak kültürlerini oluşturmuş, gerekse komşu medeniyetlerden edindikleri kültürü mutfaklarında uygulamaya çalışmışlardır. Farklı medeniyetlerin ve birbirine yakın uygarlıkların bir arada yaşayabilmesi için kültür paylaşımı yapması gerekmektedir. Türkler, Anadolu’ya girmeleriyle birlikte oradaki medeniyetler ile barış içinde geçinmeye çalışmışlardır. Göçebe bir yaşam tarzını benimsediklerinden dolayı yerleşik hayata geçmek Türkler için zor olmuştur. Taşıyabileceğin kadar mal sahibi olmak, Türklerin benimsediği yegane özelliklerden biriydi. Bu nedenle genellikle tarım yerine hayvancılık ile uğraşmışlardır, haliyle yeme şekilleri de bu duruma göre şekillenmiştir. Yerleşik hayata geçmeleriyle birlikte tarımsal faaliyetler artmış, Anadolu’da yaşayan halk toprağı kullanmayı öğrenmiştir. Zaman geçtikçe ve Türk nüfusu arttıkça, toprakları genişletme çalışmaları da başlamıştır. Savaşılan medeniyetlerden edinilen kültürler, mutfaklara kadar girmiştir. Türklerin, İslamiyeti kabul etmesiyle birlikte, Araplarla olan görüşmeler ve anlaşmalar artmıştır. İki uygarlık arasında kız alıp vermeyle diplomatik ilişkiler ilerletilmiştir. Bu süreçteki en önemli olay, Arapların yemek kültürünün, Türkler üzerinde bıraktığı etkidir. Diplomatik ilişkiler ve Din kardeşliği diye adlandırılan durumdan dolayı, iki medeniyet birbirleriyle kültür alışverişinde bulunmuştur. Osmanlı Devletinin, topraklarını genişletmesiyle birlikte Türkler, birçok yeni kültürler tanışmıştır. Fethedilen hemen her medeniyetin mutfak kültürü Türklere yansımıştır. Anadolu artık, farklı medeniyetleri ve kültürleri içerisinde barındıran bir bölge haline gelmiştir. Bu durum kültürlerin birbiriyle iç içe geçmesine hatta karışmasına sebebiyet vermiştir.
Günümüz Türkiye’sine bakıldığında durum halen aynıdır. 7 farklı coğrafi bölgeden oluşan Türkiye Cumhuriyetinde, birçok mutfak kültürü hakimdir. Örnek vermek gerekirse, Marmara ve Ege bölgesinde genellikle batı mutfağı olarak adlandırılan, yeşil sebzelerin ve yapraklı bitkilerin kullanıldığı bir yemek kültürü hakimdir. Özellikle zeytin üretimi için elverişli bir iklim olduğundan olayı yemeklerde kullanılan yegane ürün zeytinyağıdır. Karadeniz bölgesinde balıkçılık ön planda olduğundan dolayı, balık yemekleri üzerine kurulu bir mutfak kültürü bulunmaktadır. Ancak Kafkas- Rus savaşından sonra bölgeyi terk eden hatta sürgüne zorlanan Çerkezler, Karadeniz bölgesinde ikamet etmeye başlamışlardır. Bu durum Karadeniz bölgesinin mutfak kültürüne Çerkez yemeklerini de dahil etmiştir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise genellikle Arap mutfağına mensup yemekler karşımıza çıkmaktadır. Bunun sebebi, Müslüman ülkelerle olan sınır komşuluğu ve bölge halkının çoğunun zamanında Arap Yarımadası ya da Mezopotamya olarak adlandırılan bölgeden göç etmiş olmasıdır. Günümüzde o coğrafyanın yemekleri halen Arap mutfağından esintiler taşımaktadır. Akdeniz Bölgesi, kıyı şeridi olduğundan dolayı, zeytinyağlı ürünler ve balık ürünleriyle bilinmektedir. Fakat eski göçebe Türkler olarak bilinen Yörüklerin halen bölgede yaşaması, özellikle küçükbaş hayvancılıkla uğraşmaları bölgenin mutfak kültürüne yansımıştır. İç Anadolu bölgesi ise, Etrafında olan bölgelerin mutfak kültürünün karışmasıyla bilinmektedir. Ülkenin Batı ve Güney kısmında zeytinyağı ağırlıklı olarak kullanılırken Doğu ve Kuzey Kısımlarında hayvancılık ile uğraşıldığından dolayı tereyağı ağırlıklı olarak kullanılmaktadır.
Diğer ülkelerin mutfak kültürlerine bakıldığında, bu kadar çeşidi bir arada görmek pek mümkün değildir. Genellikle yemeklerdeki ana bileşenler aynıdır ve sadece küçük değişikler yapılarak tüketilmektedir. Bu sebepten dolayı Türk mutfağı zengin bir kültürdür. İçerinde birçok medeniyetten esintiler barındırması ve bunların bir ahenk içinde kullanılması, Türk mutfağını bir adım öne taşımaktadır. Ülkeyi ziyaret eden turistlerin, Türk yemeklerini bu denli sevmesinin sebebi, farklı kültür özelliklerini bir uyum içinde barındırmasıyla gerçekleştirmektedir.