Yemek yapmayı her zaman seven biri olarak, bu işe merak saldım. Arkadaş çevreme ve aileme yaptığım yemekler beğenilince işi biraz daha profesyonelleştirme gereği duyup üniversite tercihlerime gastronomi ve mutfak sanatlarını da yazarak profesyonelliğe ilk adımımı atmış bulundum. İçine girdikçe daha çok sevdim, öğrenme aşkım her gün biraz daha arttı. Yeni teknikler yeni tarifler derken ardı arkası kesilmedi kesilmeyecekte. Dünya üzerinde belki de hiç bitmeyecek, durmayacak nadir sektörlerden. Çünkü insanlar her gün daha iyisini daha yenisini isteyecekler, bu da yeni teknikleri ve yeni tarifleri getirecek. Öğrenmenin kendini geliştirmenin hiç bitmeyeceği bu ortamda, insanın bilgiye açlığı da aynı oranda artmaya devam edecek.
Başlarda pek çok kişinin bilmediği çokta popüler olmayan bir sektördü. Tamam aşçılık her daim vardı ama gastronomi dendiğinde insanların aklına gelmiyordu. Bunun bir tıp terimi olduğunu zanneden birçok kişiyle denk gelmiştim. Ne okuyorsun ? denilip gastronomi diye cevap verdiğimde ‘’ aaa bize de bakarsın artık’’ tepkisi almışlığım dahi vardır. Ben orta okulun bitmesine yakın, İstanbul’daki üniversitelere yaptığımız geziler sırasında duymuştum ilk olarak. İlk defa profesyonel bir mutfak görmüş, her şeyin gri olmasına çok şaşırmıştım. Evlerde kullandığımız ocaklara dolaplara hiç benzemiyordu ama aynı işleve hatta daha fazlasına sahipti. Lise döneminde farklı şeyler düşünsem de hep aklımdaydı. Zaman geçip artık sınava yaklaştığımızda iyice araştırmaya başlamıştım. 2013 yılında Türkiye de sayılı okullarda olan bölüm o kadarda popüler değildi. Hayırlısı diyerek girdiğim bölümü hayırlısıyla bitirmek üzereyim. Bu süreçte öğrendiklerim, ileride öğreneceklerimin yüzde biri bile değil belki de.
Benim başladığım dönemde çok yaygın olmasa da, şu anlarda popülerliği tavan yapmış durumda olan sayılı bölümlerden oldu. Gastronomi ile ilgili bir sürü film çekildi, kitaplar yazıldı, reklamlara konu oldu. Bunlarla birlikte insanların ilgisini çekip buraya yönlendirdi. Gelişen teknoloji sayesinde artık bir bilgiye ulaşmak çok kolay, bu kolaylık sayensin de insanlar gastronomi ve mutfak sanatları hakkında bilgiler edindi. Sayılı olan okul sayısı Türkiye genelinde çok büyük artış gösterdi. Gastronomi bölümüne kayıtlar arttı. Büyük şehirlerde bu iş için akademiler kuruldu. Yaygınlaştıkça büyüdü. Arz talep durumundan bir sürü yeni restoran açıldı. Artık eskiden olduğu gibi ‘’alaylı’’ değil eğitimli eleman aramaya başladılar. Tabi ki sektör büyümeye devam edecek.
Büyümesiyle birlikte geliştiği için her dönem yeni bir akım çıktı. Bir döneme abartılı sunumlar bol porsiyonlar damga vururken, sonraki dönemde daha sade sunumlar daha minimalist çalışmalar öne geçti. Daha sonrasında İspanyada ortaya çıkan ‘’moleküler gastronomi’’ akımı başladı. Yiyeceklerin mutfaktan ziyade laboratuar ortamında yapılmaya, yapım aşamasında çeşitli kimyasallarla şeklinin, kimyasının ve tadının değiştirilmesi, sunumların daha göze hitap edeni tercih edildi. Hatırlayacağınız üzere edebiyat dünyasına damga vuran, ‘’ sanat toplum içindir – sanat sanat içindir’’ tartışması gibi, moleküler gastronomi de damaktan ziyade göze hitap etmekteydi. Ama tabak sunumu olarak gastronomiye katkıları büyüktür. Yeni dönemde daha da sadeleşme ve organik yiyeceklere yönelme akımı başladı ki bence en doğru ve kullanılabilir olanı da budur. Gastronomi sektörü geride bıraktığı her akımdan kendine bir şeyler katarak ilerleyip büyüyen bir sektördür en nihayetinde. Yemeklerde doyma kavramını değil, güzel vakit geçirip yeni lezzetler tatma amacını insanlara benimseterek daha da gelişip büyüyecektir.
Kasaplık, balıkçılık gibi mesleklerin de gelişmesine önayak olmuştur aslında gastronomi sektörü. Televizyonlardan tanıyacağınız bir kişi olan Cüneyt Asan; ‘ bundan seneler önce kasaplara kız vermek istemezlerdi, şimdi ise insanlar kasap olabilmek için okul okuyorlar ‘ demişti katıldığı söyleşilerde. Gerçektende doğru… kasaplık, balıkçılık gibi el işi gerektiren mesleklere sanatta eklenerek ortaya çok daha güzel çok daha gelişmiş şeyler eklenmiştir. Eklenmeye de devam edecektir.
Sonu olmayan bir meslek için okul okumak dışında, çok fazla araştırma yapıp kendini geliştirmekte çok önemli. Çünkü okul bu işler için sadece kişiye önayak olmaktadır. Halen bu bölümü okuyan biri olarak size naçizane tavsiyem ; eğer gerçekten severek yapacağınıza inanıyorsanız hiç düşünmeden dahil olun. Ama eğer sevmiyorsanız da mutfakta geçirdiğiniz her dakika size eziyet gibi gelebilir. Ve inanın bir defa merak saldığınızda bu işe bırakamayacaksınız. Sürekli yeni şeyler araştırma isteği, yeni teknikler tarifler öğrenme arzusu hiçbir zaman bitmeyecek…