DAHA bir ay önce Devlet Bahçeli ‘bugünden itibaren ittifak bitmiştir, her ilde kendi adaylarımızla seçimlere gideceğiz…’ derken…
Erdoğan aynı gün ‘bizde herkes kendi yoluna deriz, yolumuza devam ederiz’ derken ne oldu da bir anda ittifak yeniden zorunluluk haline geldi.
Hadi onların deyimiyle ‘Milli beka’ diyelim. Adama sormazlar mı, bir ay önce ‘Milli beka’ ihtiyaç değil miydi? Bir ay önce ihtiyaç olmayan ‘Milli beka’ ne oldu da ihtiyaç haline geldi?
Korku… neyin korkusu; iktidarı kaybetme korkusu!
Neymiş… Ankara, İstanbul ve bazı büyük iller kaybedilirse ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ sorgulanır hale gelirmiş, gelsin. Bu sistem sorgulanamaz, değiştirilemez diye bir kural mı var. Hâşâ, Allah emri mi bu sistem… Bugün bu sistemi ölümüne savunan sizler de geçmişte bu savunduğunuz sisteme karşıydınız. Ne yani, siz neyi savunursanız doğru o mu?
Erdoğan İstanbul’dan, Bahçeli Antalya’dan yaptıkları toplantılarla kamuoyuna seslendiler.
O bölücü dil, ne öyle; bizim yatığımız ‘cumhur ittifakı’ bizim karşımızdakilerin yaptığı ‘zillet ittifakı’ bu mudur ülkeyi birleştirmek, kaynaştırmak, barış içinde yönetme iddiası…
Kendileri dışındaki bütün siyasi görüşleri tehlikeli addetmek, suçlamak, karalamak ülkeye barış ve huzur getirmez. Hadi parti yöneticilerine kızdınız söylediniz, o partilere oy veren milyonlarca insan var, onlarda zillete oy vermiş mi oluyor. Milyonlarca vatandaş, bu ülkenin vatandaşı, senin de oylarına talip olduğun-olacağın vatandaşlar, bunlar sizin dışınızdaki partilere oy verirse zillete ortaklık mı yapmış olacaklar.
Hem Devlet Bahçeli’nin, hem de Erdoğan’ın kullandığı bu dil ülkeye barış ve huzur getirmez. Sırf koltuklarınızı korumak için bu ülkeye kötülük yapma hakkınız yok.
Devlet Bahçeli zilletlikle suçladığı, İP dediği kişilerin belki de tamamı ile yıllarca beraber siyaset yaptı. Zilletlikle suçladığı CHP ile 2010 referandumunda ‘Hayır’ tarafında yer aldı. 2014 seçimlerinde Ankara adayı Mansur Yavaş’ı beraber destekledi. Yine 2014 cumhurbaşkanı adayı Ekmelettin İhsanoğlu’nu getirdi CHP’ye kabul ettirdi, beraber yürüdü; şimdi zillet ha!
Ya, bugün kuvvetle savunduğu AKP ve Erdoğan, Onlarda yıllarca SP ile siyaset yaptı. Yetmedi, Bahçeli HDP’ye selam vereni suçlarken, Erdoğan HDP ile her türlü ilişki içine girdi; açılım süreçleri, çözüm süreçleri, OSLO süreçleri, Dolmabahçe görüşmeleri, İmralı görüşmeleri yaptı.
Eğer bugün HDP’ye dolaylı bile olsa selam vermek zilletlik ise, ittifak ortağınızın dün yaptıkları nedir?
Sadece bu değil FETÖ mü var diyorsunuz, peki ona da bakalım.
Biraz uzun bir süre, az değil yedi yıl gibi, unutmuş olabilirsiniz, biz hatırlatalım.
Milletvekillerinize operasyon yapılmıştı, haklı olarak kızgındınız ve kızgınlığınızı operasyonu yapan adrese FETÖ’ye yönelttiniz. Ne oldu biliyor musunuz; FETÖ’yü şimdiki ittifak ortağınız Erdoğan savundu, hem de sizi hainlikle suçlayarak şu sözlerle ‘’MHP’nin bir defa Fethullah Hocaefendi’ye (ben demiyorum) saldırısı gerçekten bana göre ihanet derecesindedir. Bu hiç ahlaki değil. Çok çirkin bir şey… Yani Hocaefendi (benim sözüm değil), işi gücü bırakmış da Behçeli’yle mi uğraşıyor? Bir defa onun bulunduğu makam böyle bir şeye müsaade etmez. Onun meşgalesi böyle bir şeye müsaade etmez. Bu çok çirkin, çok ayıp bir şey… Ben bunu ihanet derecesinde kınıyorum (ben kınamıyorum Erdoğan siz, FETÖ’ye kızdınız diye sizi kınıyor). Burada kendini bir defa çek etmesi lazım, kendiyle uğraşması lazım…’’
Şimdi ki ittifak ortaklığı yaptıklarınızın sizinle ilgili, FETÖ’ye ihanet etmekle suçladığı sözleri ortada, daha başka sözleri de var da neyse…
Sadece bir seçim kazanmak, koltuklarda kalıcı olmak adına sizin gibi düşünmeyenleri zilletlikle, hainlikle, ihanetle suçlamak belki sizlere, ittifakınıza seçim kazandırabilir ama ülkenin geleceğine ve barışına bir şey katmaz.
Ezcümle ‘Milli beka’ için her türlü fedakarlığa hazırsınız! Yoksa hazır olduğunuz, depreşen sevginiz, iktidarınızı korumak için olmasın! Seçim zamanı geldiğinde herkeste bir fedakarlık yarışı sormayın gitsin; kimse kendisi için bir şey istemiyor, her şey ‘Vatan, Millet’ için ama ne vatanın sorunları çözülüyor ne de milletin iki yakası bir araya geliyor.
Kendim için bir şey istiyorsam namerdim, vatan için millet için; kendimi feda ediyorum!
Kendisi için bir şey isteyen yok, hepsi; milletin hizmetkarı…
Gelin bu seçimlerde hizmet yarışı, proje yarışı yapın. Ülkenin sorunlarını çözme konusunda yarış yapın, telafisi zor ayrılık tohumları ekmeyin.
Ne; zillet ittifakı ne de şer ittifakı sözleri ülkeye bir değer katmaz.