Sevgili 10 Balıkesir Gazetesi okuyucuları, bu hafta sizlere Balıkesir’in ilk millet hastanesini anlatacağız.
Millet hastanesi, 1912 senesinde 27 dönüm araziye inşa edilen ancak doktor ve sağlık personeli olmadığı için 1915’te hizmete sunulmuştur. Millet hastanesini, o yıllarda Balıkesir’de mutasarrıf (vali) olan doktor Mehmet reşit inşa ettirip halkın hizmetine açmıştı. 1915-1954 yılları arasında hizmet veren millet hastanesi, 1954 yılında bir kazan patlaması kazası geçirmiş ve sonrasında Atatürk Mahallesinde bulunan şimdiki Devlet Hastanesinde Balıkesirlilere hizmete devam etmiştir. Onarımı yapılan eski Millet hastanesi, 1954 yılından sonra Göğüs Hastanesi olarak hizmete açılmıştır. 1990’lı yıllarda 4 katlı ve 650 metrekare olan Firdevs Hattatoğlu Servisi de hizmete girmiş ve 2017 yılına kadar Balıkesirlilere Göğüs Hastalıkları Hastanesi olarak hizmet vermiştir. 2017’de Atatürk Şehir Hastanesinin Göğüs Hastalıkları servisine taşınmış ve bu hastanede görevine devam etmektedir. Eski Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Anıtlar Yüksek Kurulunca sit alanı olarak tescil edilmiştir. Bu tarihi hastanenin yerini Tabip Odası, sağlık müzesi olarak açılmasını talep etmiş ve kampanya başlatmıştır. Biz de bu girişimi gönülden destekliyoruz.
Mutasarrıf Doktor Mehmet Reşit
1873’de Kafkasya Adige’de doğmuş, 1874’te ailesi Osmanlı topraklarına göç etmiştir. Mehmet Reşit, Beşiktaş Askeri Rüşdiyesi, Kuleli Askeri İdadisi ve Askeri Tıbbiyede öğrenim görmüştür. 1889’da Askeri Tıbbiyedeyken İttihad-ı Osmanlı (İttihat ve Terakki) Cemiyeti adlı gizli cemiyetin kurucuları arasında yer almıştır. 1897’de devrimci faaliyetler nedeniyle tutuklanarak Trablusgarp’a sürülmüştür. 10 yıl boyunca sürgünde yaşamış ve sürgün lideri olarak çalışmalarını sürdürmüştür. 1908’de Meşrutiyetin ilanından sonra askerlikten ayrılmış ve sivil yönetim görevlerine geçmiştir. Çeşitli yörelerde kaymakamlık ve mutasarrıflık yapmıştır. Bir dönem Balıkesir’de de mutasarrıflık görevi yapan Doktor Mehmet Reşit, Diyarbakır Mutasarrıfı iken Ermeni sürgünü ve kırımının sorumlularından biri olarak tutuklanmış ve tutuk evinden kaçmıştır. İstanbul Beşiktaş’ta yakalanacağını anlamış ve kendisini vurarak 6 Şubat 1919’da yaşamına son vermiştir.