Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
En çok da yerel medya için daha iç açıcı, daha avantajlı, daha kollayıcı bir ortam bekliyoruz yeni sistemden.
24 HAZİRAN’la birlikte parlamenter sistem tarih oldu.
Artık Başkanlık Sistemi devrindeyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “size nasıl hitap edelim” şeklindeki sorulara “başkan” diyebilirsiniz” yanıtı verdiğine göre..
Sistemin adı resmen Başkanlık sistemidir.
Ülkeyi Başkan yönetecek.
Bir anlamda tek karar mercii.
Kendi tercihi olan bakanlar yürütmenin paydaşları.
Parlamento ise, artan milletvekili sayısına karşın öyle eskisi gibi çok işlevli bir kurum olmayacak.
Hem zaten milletvekilleri haftanın iki üç günü kendi bölgelerinde çalışacak.
Ankara’da kalabalık yapmayacaklar.
***
YENİ sistemden ne bekliyoruz?
Kendi adıma yazayım.
Daha doğrusu, içinde bulunduğum sektör adına.
Son yıllarda basın özgürlüğünde hayli gerileme yaşandı Türkiye’de.
Medya bölündü.
İktidarın yanında yer alan medyaya ‘yandaş’ dediler.
Muhalif olanlar baskı altına alındı.
Terör örgütü üyesi damgası yiyen gazeteciler oldu.
Çok sayıda gazeteci tutuklandı, hüküm giydi.
‘Bağımsız gazetecilik’ bitti.
Trol gazeteciliği prim yaptı. İktidar gücüne yaslanan gazetecilik güçlendi.
Eskinin seviyeli polemikçiliği, yerini ağır suçlamalara, hakaretlere, kavgalara bıraktı.
Gazetecilikte seviye gerçekten düştü.
İktidara tam bağımlı, hâttâ kayıtsız şartsız iktidarın sesi olan bir medya ortamı oluştu.
Medyanın geldiği durum, bu işi namusuyla yapmaya çalışanlarda travma yarattı.
Eskinin heyecanı, meslek aşkı kalmadı.
En basitinden, kamuoyunu bilgilendirme görevi bitti.
Onun yerine, iktidar ve bağlantılarının sesi olma görevi ortaya çıktı.
İktidar gücünün yanında yer alanlar palazlandı, uçtu, her kanalda, her köşede yer kaptı.
Diğerleri sustu.
Türkiye’de medyanın durumu budur.
***
ŞİMDİ o soruya gelelim.
Yeni sistemden ne bekliyoruz?
Basın özgürlüğünde, dünya liginin son sıralarında yer almak istemiyoruz.
Medyada oluşan düşmanlaşmanın sona erdirilmesini bekliyoruz.
Medyada tekelleşmenin, tek seslilik anlamına geldiği gerçeği ortada.
Çok sesli bir medya olsun istiyoruz.
Teröre hizmet, vatana ihanet, bölücülük gibi suçlar, isnatlar içermedikten sonra, gazetecinin yazdıklarından dolayı ağır cezalar almasını istemiyoruz.
Gazeteciliğin yeniden toplum önünde itibarlı bir sanat haline gelmesi gerektiğine inanıyoruz.
Baskı altında bir medya, özgür düşünce üretemez.
Sahibinin sesi olur.
Gerçekten toplumun sesi olan bir medya ortamı oluşmasını istiyoruz.
***
BU süreçte yerel medyanın değeri ve önemi artar mı azalır mı, onu da bekleyip göreceğiz.
Yerel medya, ülke genelinde büyük sıkıntılar yaşıyor.
Arkasında şirket, holding ya da iktidar gücü olmadan, kıt kaynaklarla bu işi sürdürme çabasındakiler yok sayılıyor.
Vasıflı yerel gazeteler, artık katlanılamaz hale gelen resmi müeyyidelerden bunalmış halde.
Kurumların artık her işi doğrudan temin yöntemiyle yapması, resmi ilan sayısında önemli bir düşüşe neden oldu. Yerel basının tek dayanağı olan resmi ilanların bu denli azalması, ekonomik zorluklar içinde boğuşan gazeteler için büyük sorun.
Yerel basının yaşatılması adına çeşitli destekleme projeleri geliştirilmesinde yarar var.
***
EVET, en çok da yerel medya için daha iç açıcı, daha avantajlı, daha kollayıcı bir ortam bekliyoruz yeni sistemden.