KÖRFEZ İLÇELERİNDEKİ ÇEVRE PLATFORMLARI VE KAZDAĞI KORUMA DERNEĞİ, DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ’NDE BASKİ’NİN DERİN DENİZ DEŞARJI PROJELERİNE TEPKİ GÖSTERDİ
BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’ne bağlı BASKİ’nin Edremit Körfezi’ndeki derin deniz deşarjı uygulamaları için yürütmeyi durdurma davaları açılmış, konunun yakın takipçisi olan Kazdağı Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nce yapılan açıklamalarda, bu uygulamanın Edremit Körfezi’ni bitireceğine dikkat çekilmişti.
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Kazdağı Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Platformu, Edremit ve Burhaniye Çevre Platformları. Derin deniz deşarjının yaratacağı olumsuzlukları içeren ortak bir basın açıklaması yaptı. Derin deniz deşarjı için öncelikle ileri arıtma düzeyine geçilmesi gerektiği hatırlatılan açıklamada, mevcut uygulamayla Körfez’in yok olacağı vurgulandı.
Çevre platformlarının konuyla ilgili ortak açıklamasında şu kaygılar dile getirildi:
EDREMİT KÖRFEZİ DENİNCE
KİRLİLİK AKLA GELİYOR
“Kazdağı, Madra Dağı ve Edremit Körfezi’nden oluşan ve dünya harikası bir ekosistem olan yaşam alanımız, yukarda sıralanan bütün bu çevre sorunlarından nasibini düşeni alıyor ne yazık ki. Bilindiği üzere artık Çanakkale deyince akla termik santraller, Balıkesir deyince vahşi madencilik, Edremit Körfezi deyince de kirlilik geliyor. Toprağımızı, yeraltı ve yerüstü sularımızı, havamızı ve denizimizi tehdit eden kirletici odaklar, artık çok da uzağımızda değil, Havran’da, Burhaniye’de, kıyıda ve denizimizde bulunuyor. Yani yanı başımızda. Bunlar da yetmiyor. Çarpık kentleşme, özensiz ve gecikerek gerçekleştirilen kamu yatırımları ve yanlış projeler nedeniyle, Edremit Körfezi elden gitmek üzere.
BASKİ 5 ADET DERİN DEŞARJ
PROJESİ HAZIRLILIĞINDA
Bölgemizdeki mevcut arıtma tesisleri biyolojik arıtma yetenekleriyle sınırlı, hiçbirinde kimyasal arıtma kabiliyeti bulunmuyor. Üstelik yaz turizminin dayattığı nüfus yoğunluğunu da karşılayacak kapasitede değiller. Dolayısıyla, örneğin bir arıtma havuzda 16 saat sürmesi gereken prosedür, yazın 6 saate kadar düşürülebiliyor. Bu şekilde yeterli arıtma bile yapılamayan atıksular, bugüne kadar dereler vasıtasıyla Körfez’e boşaltılıyordu. Şimdi ise, bu atık suların borular vasıtasıyla Körfez’in 1000-2000 metre içine kadar taşınması ve dipte boşaltılması için BASKİ beş adet “Derin Deniz Deşarjı projesi” hazırlığı yapıyor. Halbuki Derin Deniz Deşarjı için öncelikle mevcut arıtma tesislerin “ileri arıtma” düzeyine getirilmesi gereklidir. Bu hazırlık yapılmadan ve projelerin Körfez’e kümülatif etkisi hesaplanmadan yapılacak işlerin ise sadece adı Derin Deniz Deşarjı olacak, işlevi ise kapalı havza niteliğindeki Körfezi yok etmeye yönelecektir. Buna benzer projeler yıllardır İstanbul’da uygulandı ve şimdi Marmara Denizi can çekişiyor. Aynı akıbeti, hassas deniz statüsündeki Edremit Körfez’de kesinlikle istemiyoruz. Bu nedenle “yürütmeyi durdurma” davaları açtık ve kazanacağımıza da inanıyoruz. BASKİ, halkın parasını iyi etüt edilmemiş bu projelere harcamamalıdır.
EDREMİT KÖRFEZİ’NDE
İLERİ ARITMA İSTİYORUZ
Karasal kirleticilerin de Körfez üzerindeki etkileri çok önemlidir. Edremit ilçesinden toplanan bütün çöpün dökülmekte olduğu bir vahşi çöp depolama alanı olan Emin Kuyu’nun tam da içinden geçen Edremit Çayı, çöplükten bünyesine sızan bütün kirleticileri Körfez’e taşımaya hala devam ediyor. Kanlıçay, Zeytinli, Kızılkeçili, Manastır, Şahindere ve Mıhlı çayları da, kentsel ve kırsal alanların tüm kirleticilerini, tarım zehirlilerini, besi çiftliği ve zeytin işleme tesislerinin atıklarını Körfez’e taşıyorlar. Bunları denetime almadan, Körfez kıyısında yerleşik tüm Balıkesir ilçelerinin ortak kullanabileceği bir modern çöp depolama alanı inşa edilmeden, mevcut arıtmalar için entegre ve bütünlüklü bir master planla ve özel arıtmaları da içeren çözümlerle konu ele alınmadan, Körfez’in kurtarılması mümkün değildir.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
KAMUSAL ÖNCELİKLERİ GÖZETMELİ
Öte yandan can çekişen Körfezin kıyıları, bir yandan giderek betonlaştırılıyor, diğer yandan da kamu kullanımından özel kullanıma geçiriliyor. Halkın bedava ve özgürce yararlanacağı tesisler, duşlar, tuvaletler ve kabinler yapılacağına, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi her sene farklı uygulamalar getirilerek kıyıları özel kişi ve kurumlara kiralamayı tercih ediyor. Kıyılarımızda son yıllarda mafya türü bir sahiplenme ve sezonluk çıkar kavgaları sergileniyor. Bu durum, Körfez kıyısındaki yaşam alanlarımızda huzur bırakmıyor. Özellikle, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin bu tür sorunları gidermek ve kamusal öncelikleri gözetmek yerine, sahile mermer döşemekte oluşuna, su dağıtımını ticarileştirecek işlemlerine ve üstelik bunları, tam da turizm sezonu açılırken yapmasına, yurttaşlarımız hiç anlam veremiyor. Halka temiz bir deniz ve Körfez sunmadan, sahillere makyaj yapmaya kalkmanın veya su gelirini arttıracak girişimlerin kesinlikle bir anlamı yoktur.
TEMİZ DENİZ VE TEMİZ KÖRFEZ
İSTİYORUZ
Çevresel sorunlarımız bir hayli çok.. Ne yazık ki, daha saymadıklarımız da var. İşte bütün bu nedenlerle, 5 Haziran’ı vesile ederek bizler tıpkı geçen sene olduğu gibi yine beş ayrı yerleşim biriminde, aynı saatte Körfez kıyısında yaşayan tüm yurttaşlarımıza hep birlikte sesleniyoruz. Bu ortak ses, hem temiz deniz ve temiz Körfez isteğimizi dile getiriyor; hem de doğamızı, havamızı, suyumuzu, toprağımız, zeytinliklerimizi koruma kararlılığımızı ifade ediyor. Bizler çevreyi korumakla kalmadığımızı, yaşam alanlarımızı bu yağma düzenine karşı korumak için mücadele edeceğimizi herkese duyurmak istiyoruz. Sadece kendimiz için değil; ağzı olmayan, dili dönmeyen tüm canlıların da sesi olmaya çalışıyoruz. Zira bizler için, sadece bugün değil, her gün “çevre günü” olmak zorunda. Yıkıcı ve sürdürülebilirliği olmayan ekonomik politikalarla, yağma amaçlı yatırımlarla, betonlaşmayla, zeytin düşmanlığıyla ve yanlış enerji politikalarıyla sonuna kadar savaşacağız. Sadece 24 Haziran’da sandıkta değil, her alanda eşit, adil, özgür, barışçı ve aydınlık bir geleceğe kavuşuncaya kadar, anlatmaya, çoğalmaya, talep etmeye ve değiştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz.”