CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet AKIN, çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan’ın da aralarında bulunduğu seçim çalışmalarına yurttaşlar tarafından ilgi büyüktü. Akın’ın seçim çalışmalarının detayları şu şekilde…
Akın ilk olarak Balıkesir S.S Kampüs Taşıyıcılar Kooperatifi’ni ziyaret etti. Özel halk otobüsü şoförlerinin sorunlarını dinledi.
Akın daha sonra Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan ile birlikte Susurluk’ta hemşerileriyle bir araya geldiler. Ardından, Bandırma Ticaret Borsası Başkanımız Halit Sezgin ve yönetim kurulunu ziyaret ettiler. Bandırma’da STK’lar, muhtarlar ve oda başkanları ile görüştüler. Sonrasında, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile birlikte Balıkesir Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nda yurttaşlarla buluştular.
Çalışkan Milletvekili Akın, çalışmalarına akşam da devam etti. Akın, Bandırma Sahilyenice mahallesinde hemşerileriyle buluştu. Burada konuşma yapan Akın, “Bu seçimler köhnemiş, yozlaşmış, çürümüş bir iktidarı alaşağı etme fırsatı veriyor. Başaracağız da, buna yürekten inanıyorum. Şüphesiz bu vahim koşullar altında bile Aziz Milletimiz, kaderini tek bir kişiye, tek bir aileye, tek bir zümreye, tek bir parti devletine teslim etmeyecek kadar, basiret, cesaret ve adalet duygusuna sahiptir. Milletimiz TAMAM diyorsa tamamdır diyorlardı. Sandıktan güçlü bir şekilde TAMAM çıkacağını anlayınca şimdi Damat Berat üzerinden tehdit etmeye başladılar. Şöyle diyor Damat, ‘Bir deneyelim bakalım, sıkıldık.’ diyorlar. Kimden, neyden sıkıldın? Büyümekten mi sıkıldın? Macera arayanlara güney sınırına bakmalarını öneriyorum. 15 senede Suriye ve Irak’ta 2 milyondan fazla insan öldü” diyor. Sıkıldık diyen seçmen macera aramıyor aksine özgürlük, adalet ve huzur istiyor, o da AKP’de yok Damat Bey.
Tüm devlet imkânlarına, TRT’nin ve diğer medyanın yanlı yayınlarına rağmen gidecekleri artık ayan beyan ortada! Ne diyoruz, yolcudur Abbas, bağlasan durmaz diyoruz. Değil baskın seçim, ne yaparsanız yapın bu millet artık sizden yıldı. Tek kale maç oynamak istiyorlardı ama artık gol üstüne gol yiyorlar. Seçimlerden dolayı AKP üyeleri arasında bir endişe olduğunu söyleyen bir hükümet görevlisi, yabancı basına “Herkes endişeli. 24 Haziran bugüne kadarki en zor seçim olacak” diyor. Adaletsizlik her gün artıyor, hukuka güven her gün düşüyor, ekonomi her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Türkiye’de bugün 16 milyon insanımız yoksul, 6 milyon insanımız işsiz. Türkiye’de işsizlik 2017’de %10.9’la çift haneli oranların altına inemedi. AKP’li yıllarda 2012’deki %8.4 istisnası bir yana, yüzde 9’un altı görülemedi.
Milyonlarca emekçi, açlık sınırının altında asgari ücretle yaşamlarını sürdürüyor. Çalışanın ve üretenin hakkını vermeyen AKP, Türkiye ekonomisinin ana gövdesini oluşturan çalışanlar, emekliler ve yoksul halkımızın ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir refah ortamı yaratamamaktadır. Asgari ücret, neredeyse açlık sınırının altında. Saraylılar lüks, şatafat peşinde.
Bu ülkede anneler çocuklarını ısıtamadığı için intihar ederken, saraylılar; 1000 odalı sarayına hurma ağacı dikmişler. Fransa’dan uzman getirip, yerden ısıtma yapmışlar. Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz bunlar! 24 Haziran’da Allah’ın izni, milletimizin isteği ile saltanatlarına son vereceğiz. Millet aş istiyor, iş istiyor; bunların umurunda değil. Şimdi de kıraathane açacaklarmış, bu ülkenin kıraathaneye mi ihtiyacı var? Fabrika açacağım, çiftçiyi, esnafı kalkındıracağım, sanayide 4.0’a geçişi sağlayacağım demek yok! Bedava kek dağıtacaklarmış! Keki milletimiz evinde yapar. Kek mi lazım, iş mi lazım!
Şehir hastanelerine hasta garantisi, köprülere araç garantisi verdikleri gibi kıraathanelere de %70 çay garantisi verip yine yandaşların cebini şişirirler. Çayı bile dolarla satarlarsa hiç şaşırmayız o kıraathanelerde. Bunların tek dertleri seçimler, yandaşlar; en iyi bildikleri iş avanta. Çıkmış cumhurbaşkanı; şehir hastanelerinin müşterisi artacak diyor; kendi vatandaşını müşteri olarak gören bir cumhurbaşkanı; tarihteki görülmedi böylesi. Kanada’dan mercimek, fasulye, Meksika’dan nohut; Balıkesir’den küçük ülkelerden et ithal ediyoruz
Tarım sektöründeki geriliyor. Çiftçilerimiz, yüksek girdi maliyetlerini karşılayamıyor. İthalat nedeniyle eziliyor. Düşük ürün fiyatları yüzünden tarlasını terk ediyor. Tarım konusu hem tarım üreticilerinin emeklerinin karşılığını alamamaları, hem de kentlerdeki yurttaşların ucuz ve sağlıklı gıda temin edememeleri nedeniyle oldukça önemli. Fakat AKP hükümetleri döneminde tarım kesiminin sorunları hiçbir zaman ele alınmadı. Nasıl olsa ithal ederiz politikalarıyla, ülkeyi üretemez hale getirdiler. Kanada’dan mercimek, fasulye, Meksika’dan nohut; Balıkesir’den küçük ülkelerden et ithal ediyoruz. Sonrada yerli üretici pazar bulamasın, üretemez hale gelsin, ülke göbekten dışa bağımlı olsun bunları istedikleri de hedefledikleri de budur. Bir de utanmadan yerli ve milliyiz diyorlar; mercimeği, buğdayı, samanı bile dışarıdan ithal eden bir hükümet yerlidir, ne millidir.
Sürekli geçmiş ile hesaplaşma derdine düşmekten, Türkiye’yi dünyanın gerisinde bıraktılar. Şimdi onu yapacağız, bunu yapacağız diyorlar aydınlanmayı küçümseyen bir zihniyetle, ‘yenilikçilik, yaratıcılık’ gelişmeyeceğini bilmek gerekiyor. Ne AKP ne de saraylı tek adamları bu ülkeyi ileriye taşıyamaz.” dedi.