Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
CHP Milletvekili Ahmet Akın gazetenin birinde ya da internette haberi gördü, okudu; durumdan vazife çıkardı muhtemelen.
Alman otomotiv devi Volkswagen, Doğu Avrupa taraflarında bir fabrika kurmak istiyordu.
Doğu Avrupa’dan kasıt, Bulgaristan ve Türkiye.
İki ülke arasında gidip geliyorlarmış.
Türkiye’yi tercih edebilirlermiş.
İki milyar avroluk bir yatırımmış.
Akın patlattı hemen açıklamayı:
“Volkswagen’i Balıkesir’e yatırım yapmaya ikna edelim…”
Yani, küresel otomotiv sektörünün en büyüklerinden biri olan Volkswagen’in bu yatırımı Balıkesir’de yapmasını istiyordu.
Alman otomobillerini pek severiz biz. Sedancıyız aynı zamanda; Passat’a olan ilgi sedan sevdamızın göstergesi netekim.
E canım gelsin, kursun fabrikayı, burada üretsin fena mı?
Hem istihdam ortamı doğacak, binlerce işçi çalışacak falan.
***
BU mevzuya ilk zıplayan Ahmet Akın oldu.
Sonra diğerleri geldi.
Oda başkanları açıklamalar yaptı.
Hepsi de böyle bir yatırımın Balıkesir için öneminden söz ediyordu.
Kamuoyu da otomatikman bu mevzuya odaklandı.
Siyasiler, şunlar bunlar…
Hem yatırım, hem istihdam, hem marka yani.
Boru mu bu, Volkswagen sonuçta!
***
BALIKESİRSPOR Başkanı Kadir Dağlı da şovu seviyor.
O da durumdan vazife çıkarsın.. Yatırımdan önce, isim sponsorluğunu kapsın meselâ.
Acayip havası olur.
Formaya bir de Volkswagen logosu kondurdun mu, oohh!..
***
ŞAKA bir yana da.. Bu Volkswagen Balıkesir’de yatırım yapmayı planlasa ne isteyecek bizden?
Yani, “iki milyar avro parayla geliyorum, bana hangi imtiyazları sağlayacaksınız” diye soracak adam.
Hangi imtiyazları sağlayacaksınız?
Bir de garanti isteyecek haliyle.. Hani ekonomik kriz, dövizdeki yükseliş, herkesin konkordato ilan ettiği bir ekonomik ortam.. Bir yanda terörle mücadele.. Sınır ötesi harekatlar, sinir içi operasyonlar, güvenlik tehditleri, şunlar bunlar.
Diyelim adamlara can ve mal güvenliğinin yanında, krizlerden falan etkilenmeyecek düzeyde garantileri verdik.
Bitmez ki küresel şirketlerin talebi.
“Arazi” diyecek, bilmem kaç hektar.. Öyle iki dönüm tarlada fabrika kurduramazsın sonuçta.
“Lojistik köyü var, limana yakın, hammaddeye yakın, merkezdeki OSB’de kuralım fabrikayı” deseler meselâ..
Müteşebbis Heyet hep bir ağızdan, “buyurun, dükkan sizin” diyebilir mi?
OSB’de mevcut haliyle Volkswagen gibi bir fabrikanın kurulması olanaksız.
Hem bu derece büyük bir arazi üretemezler, hem de kendi içinde yığınla bürokratik işlemi bir çırpıda çözemezler.
OSB’nin Gökköy tarafını kapsayan yeni yayılma planında da henüz beklenen aşamaya gelinmedi.
Yani yer yok.
Hem zaten böyle bir küresel markanın OSB’deki diğer fabrikalarla eşit koşulları kabul etmesi de beklenmez. Özel imtiyaz isterler.
Tıpkı Albayraklar’ın kağıt fabrikası gibi.
Özel Endüstri Bölgesi statüsü beklerler, hâttâ bunun da ötesinde şeyler isterler.
“Merkez olmaz, Bandırma uygun, liman da var” dediler diyelim.
Bir bölü yüz binlik planda daraltılan sanayi alanları bu yatırım için uygun olabilir mi?
Yoksa ilçenin girişindeki geniş tarımsal arazileri mi uygun görürsünüz?
Edip Uğur’un ısrarla “zeytinler verimsiz keselim, imara açalım, sanayi alanı yapalım” dediği yerler mümkün mü?
Ya da ne bileyim, Milli Emlak’ın büsbüyük arazileri var bu memlekette, “al hayrını gör” dersiniz.
Araziyi bulduk, imtiyazları verdik, fabrikayı getirdik, Passatları, Golfleri, Jettaları bizim buralarda üretmeye başladılar diyelim.
Hepimiz mutlu oluruz elbet. Koskoca yatırım, bizim memlekete gelmiş, herkesin kursağına katkısı olacak. Sevinmeyelim mi?
***
PEKİ bu Volkswagen Almanya’nın dışına çıkıp neden bizim buralarda fabrika kurmak istiyor?
Çünkü artık Avrupa emisyon kısıtlaması getiriyor. Elektrikli araçlara yöneliyor. Benzinli ve dizel yakıtlı araçların üretimi gitgide azalıyor.
Fosil yakıt tüketen araçların üretim istasyonları, bizim gibi Doğu Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine kaydırılıyor.
Yani, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere yöneliyorlar.
Bu ülkeler yatırıma aç, yeni istihdam alanlarına aç. Düşük ücretle adam çalıştırma işi yaygın.
Bir de böylesine büyük küresel şirketler, yatırım yaptığı gelişmekte olan ülkelere guyana muamelesi yapar, burnundan kıl aldırmaz.
Senin ülkenin koyduğu katı kurallar, onlar için yumuşacık hale getirilir.
“Gene antiemperyalist damarı tuttu” diyeceksiniz. Yok, öyle değil. Ama böyle bir durum da var.
“Yatırım gelsin de nasıl gelirle gelsin” modundakilerin iştahlı çağrıları, o çok yaygın Ortadoğu ezikliğinin tezahürüdür neticede.
***
BU arada küçük bir bilgi.. Yani ben de haber sitelerinden falan takip ettim.
Volkswagen yetkilileri Ankara’da üst düzey temaslar yapmış, bu yatırımın Türkiye için önemi vurgulanmış, yatırımın burada yapılması için devletin her türlü kolaylığı göstereceği konuşulmuş falan.
..ve fakat bir ayrıntı var; adamlar fabrika için uygun yeri çoktan seçmiş. Sanayi şehri Manisa, Volkswagen’i kapmış gibi görünüyor.
Önümüzdeki maçlara bakacağız yani.
Hem zaten Passat massat değil, Skoda’nın bir iki modelini üreteceklermiş.
Ahmet Akın’a selam ederim.
***
VOLKSWAGEN falan derken, aklıma Daimler muhabbetimiz geldi. Hani iki üç sene önce OSB kapısında bando mızıkayla karşıladıydık Daimler’in patronu Jürgen’i.. Lojistik köyü falan gezdirdiydik.. Mercedes parçaları, elyaf melyaf üretecekti.. O zamanın kuruna göre yüz yirmi milyon avroluk bir yatırım öngörülüyordu. Adamlara brifingler verildi, OSB’nin iciği ciciği her şeyi anlatıldı, yatırım kolaylığı sözleri alındı, bedava arazi vereceklerdi yani.
Jürgen güzel güzel poz verdi bizimkilerle.. Sonra gitti.. Gidiş o gidiş.
O sebeple çok hevesli görünmemek lazım.
İştahları kabartmamak lazım.
Millete olmayacak hayaller kurdurmamak lazım.
Yerli ve milli olan babayiğitlere sahip çıkmak, öncelikle onları yaşatmak lazım.