
ERGÜN AYDOĞAN
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, benim ilim Balıkesir’de ‘Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu’nun mezuniyet töreninde ‘Döviz kuru ne olacak diye soranlar varsa, onlara cevabımız şudur; Bu da geçer ya hu’ dedi.
Murat Bardakçı Habertürk’te Pazar günkü yazısında, bu sözün tevekkülün önemli ifadelerinden olduğunu, bu topraklarda asırlardan bu yana kullanılan duayı andıran bir deyim olduğunu ‘’iyilik de, kötülük de zamanla geçip gider ama o iş ve işi yapan kişi veya kişiler yaptıklarını niteliğine göre hoş yahut fena şekilde hatırlanacağı manasına geldiğini.. Cümlenin sonundaki ‘ya hu’ sözü ‘Ya Allah’ demek dolayısıyla ‘Bu da geçer’ ifadesi ile Allah’a hitap edilmekte, her şeyin ondan geldiği kastedilmektedir’’ diyor.
Tabi ki geçer, geçecek…
Ama nasıl geçecek?
Camilerde imamlar döviz/dolar fetvası veriyorlar! Türkiye’ye döviz silahıyla saldıran başta ABD ve dış güçlere Allah’ın gazabının üzerlerine olması dualarını ediyorlar!
Mersin, Silifke ilçesi, Çamlıbel köyünde ikamet eden bir grup vatandaş ‘doların yükselişinin durdurulması için dua ediyor. Sulama Birliği Başkanı Ersin Akdoğan ‘’Silifkeliler olarak cami cemaati ile birlikte normalde yağmur duasına çıkardık. Ama bugün doların düşmesi için dolar duasına çıktık. İnşallah bu ekonomik savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatanıyla milleti ile kazanacaktır’’ diyor.
Alınan palyatif önlemler, yapılan dualar, dövizin hızını kesmedi…
Uzun bayram sonrası döviz/dolar kaldığı yerden yükselişine devam ediyor.
İktidar sözcüleri de doların 6 bandını yeterli seviyede görüyor olmalılar ki; muhalefete ‘mücadele sonuç verirken neden sessizsiniz’ diyor.
Dolar 2 Ocak’ta 3,77 liraydı. Seçimlerden hemen sonra 25 Haziran’da 4,71. Ağustos’ta bir ara 7 lirayı aştı. Merkez Bankası 14 Ağustos’ta 6,88 olarak ilan etti. Önlemler arka arkaya açıklandı Merkez 5,80’i 16 Ağustos’ta belirleyip 17 Ağustos’un resmi kuru olarak açıkladı. Doların 7’lerden 5,80’ler gerileyince dövize yönelik spekülatif saldırıların geride kaldığı yolunda açıklamalar yapıldı. Ve en son dolar 6,76’yı, Euro 7,91 gördü. (Dünya gazetesindeki yazısında Alaattin Aktaş, bu yaşananlar sakın öncü olmasın uyarısında bulunarak; kurların yönünün yukarıya doğru olduğunu…).
Tabi ki geçer, geçecek… Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Ama nasıl geçecek?
Çetin Altan’ın deyimiyle hazineden geçinmeliler ve devletin tüm olanaklarını kullananlar için kolay geçebilir.
Tarımda, sanayide, üretimin içinde olan; üretmeye çalışan, işçi çalıştıranlar… KOBİ, küçük esnaf olarak krize direnmeye çalışanlar… Çeki, senedi, alacağı, borcu olanlar için zor geçecek. Delip geçecek. Derin izler, hasarlar bırakıp geçecek. Yönetenlerin bir dönem ’borç yiğidin kamçısıdır, borç güvenilir olanlara verilir, borç alabiliyorsanız alın’ sözlerinin de etkisiyle likiditenin bol olduğu, borçlanma maliyetlerinin düşük olduğu dönemlerde borçlanabilindiği kadar borçlanıldı; gelecek o günden satın alındı, tüketildi.
Şimdi nakit akışı sıkıntısı var. Nakit bulmak zor, bulunsa da borçlanma maliyetleri yüksek. Piyasalar tedirgin, hareket yok. Kriz dönemlerinin klasik tüketici davranışı ‘harcamalar kısılıyor, erteleniyor’ işler yok denecek kadar durgun. Yiğidin kamçısı olan borç şimdi sırtında kamçı, gırtlağında ilmek olmuş.
2018 Nisan’da başlatılan TOBB destekli 18 aylık nefes kredisinin faizi aylık 0,99, yıllık 9,9’du. Onu da alabilmek kolay değildi; vergi, SSK vb hiçbir borcunuz olmayacak, hiçbir yere borcunuz olmadığı gibi o güne kadar çek, senet, kredi kartı ödemelerinizi de hiç aksatmamış olacaktınız!
İki ay sonra, 2018 Haziran’da aynı şartlarda nefes kredileri tekrar verildi.
Pazartesi günü TOBB destekli KOBİ destek kredisinin üçüncüsü başlayacak. Önceki iki desteğin aksine aylık faizi yüzde 1,85, yıllık faiz ise yüzde 22 olacak. Bir esnaf azami 200 bin lira kredi kullanabilecek. Bu kredi 6 ay faiz ödemeli, anapara ödemesiz, sonrasında 12 eşit taksitli toplam 18 ay olacak. KOBİ normal kredi faizlerinin 8-10 puan altında kredi kullanabilecek. Can çekişen KOBİ’ler bu sayede ciddi nefes alacak… deniyor.
İki defa uygulanan nefes kredisi nefes olamamış. Beş ay içinde KOBİ’lerin, TOBB/Hazine destekli kredilerde bile yüzde yüzün üzerinde bir maliyet artışı olmuş.
Ve sizler hala kriz yok, buda geçer ya hu diyorsunuz.
Evet geçer geçmesine de nasıl geçer? Delerek geçer… Derin izler bırakarak geçer. Yakıp yıkarak, ocakları söndürerek geçer.
Tek kelimeyle dış güçler masallarını bırakıp; ekonominin, piyasanın, dünya konjonktürünün gerektirdiği önlemleri biran önce alın yoksa iki ay sonra kredi verecek KOBİ’de bulamazsınız.
Birde laf değil çözüm. Farkında mısınız bilmem sizler konuştukça, piyasaların ateşi düşmek yerine yükseliyor, hasar konuştukça artıyor.