Kazdağları Ekoloji Platformu bileşenleri Alamos Gold ve iştiraki Doğu Biga Madencilik’in Kirazlı’dan çıkarılmasına yönelik yaptığı başvurunun zımnen iptal işlemine karşıKazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Derneği ve 9 vatandaş tarafından açılan davanın duruşması için Çanakkale Adliyesi’ndeydi.
Kazdağları’nda 350 bin ağacı katlederek bir orman ekosistemini yok eden Alamos Gold ve iştiraki Doğu Biga Madenciliğin Kirazlı’dan çıkarılmasına yönelik Çanakkale Valiliğine yaptıkları başvuru 06.08.2020 tarihinde reddedilmişti. Kazdağları Ekoloji Platformu, dava öncesinde süreç ile ilgili bir basın açıklaması yaptı:
Bütün Türkiye’nin yakından takip ettiği Kirazlı’da halkın ve çevre örgütlerinin mücadelesi sonuç vermiş ve Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik 13 Ekim 2021 tarihinde Kirazlı’dan tamamen tahliye edilmişti. Bu sayede, siyanür çukurları ve atık barajları kurulmadı, pek çok canlı ölümü ve daha fazla doğal yaşam alanının yok edilmesi önlendi.
Ancak, sebep olunan zararlar, kanuni yaptırımları olmasına karşın, resmi olarak CİMER iletişim yolu ile “rehabilitasyon çalışmaları planlama dahilinde devam etmektedir” denilmesinin üzerinden bir yıl geçtiği halde, Eko-Kırım sahasında hala hiçbir çalışma başlatılmamıştır. 350 bin ağacın katledildiği alan, katledilen ağaçların “bedeli olarak” tahsil edilen 5 milyon USD, saha çalışmaları sırasında peşinen tahsil edildiği halde, rehabilitasyon bütçesi varken halen başlamadı.”
Kazdağları Ekoloji Platformu eş sözcüsü Burcu Özaydın tarafından okunan açıklamada “Her türlü baskıya, zorluğa, yıldırma ve para cezalarına rağmen, ormanlarımızı talancı maden şirketlerine ve onlara yol verenlere karşı savunduk, savunmaya da tüm kararlılığımız ve direncimiz ile devam edeceğiz.” diyen Kazdağları Ekoloji Platformu temsilcileri, “Çok açık olarak biliyoruz ki, vahşi madencilik yaşam alanlarımızı, su kaynaklarımızı ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki en önemli unsur olan ormanlarımızı ve ekosistemimizi geri dönüşü olmamak kaydı ile yok ediyor” ifadeleri yer aldı.
Burcu Özaydın, “Bu korkunç yıkım tablosunu, geçtiğimiz haftalarda artarda ve çok acı bir şekilde Giresun Şebinkarahisar ve Ayvalık’ta da yaşadığımız hatırlatan temsilciler “Vahşi madencilik yapılmasına müsaade eden ilgili kurumlar, yapmaları gereken denetlenmelerini de mevzuata, kanuna ve bilime göre yapmayarak, yani asli hiç bir görevlerini yerine getirmeyerek ve görevlerini ihmal edip, kötüye kullanarak, atık barajlarının çöküşüne ve doğanın ağır tahribatına sebep olmuşlardır” dedi.
Kazdağı Ekoloji Platformu’nun yaptığı basın açıklaması şöyle:
“06.08.2020 tarihinde Çanakkale Valiliği’ne, Kazdağları’nda 350 bin ağacı katlederek bir orman ekosistemini yok eden Alamos Gold ve iştiraki Doğu Biga Madenciliğin Kirazlı’dan çıkarılmasına yönelik yaptığımız başvuru reddedilmişti. Bugün başvurumuzun zimnen iptal işlemine karşı açtığımız davanın duruşması için adliyedeyiz.
Her türlü baskıya, zorluğa, yıldırma ve para cezalarına rağmen, ormanlarımızı talancı maden şirketlerine ve onlara yol verenlere karşı savunduk, savunmaya da tüm kararlılığımız ve direncimiz ile devam edeceğiz.
Çok açık olarak biliyoruz ki, vahşi madencilik yaşam alanlarımızı, su kaynaklarımızı ve iklim değişikliğiyle mücadeledeki en önemli unsur olan ormanlarımızı ve ekosistemimizi geri dönüşü olmamak kaydı ile yok ediyor.
Bu korkunç yıkım tablosunu, geçtiğimiz haftalarda ardarda ve çok acı bir şekilde Giresun Şebinkarahisar ve Ayvalık’ta yaşadık.
Vahşi madencilik yapılmasına müsaade eden ilgili kurumlar, yapmaları gereken denetlenmelerini de mevzuata, kanuna ve bilime göre yapmayarak, yani asli hiç bir görevlerini yerine getirmeyerek ve görevlerini ihmal edip, kötüye kullanarak, atık barajlarının çöküşüne ve doğanın ağır tahribatına sebep olmuşlardır.
Binlerce ton çok zehirli atık, su kaynaklarına, tarım alanlarına yayılmış ve başta bölge halkı olmak üzere çok geniş bir coğrafyada, pek çok canlı ve insan için tehdit oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir.
Ve hala tüm resmi kanallardan, sosyal medyadan hatta mecliste verilen soru önergeleri ile dile getirdiğimiz çağrılarımızla ilettiğimiz sorularımıza, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı cevap vermemekte, halkı bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmemekte ve suç işlemeye devam etmektedir. Yakın tarihteki bu ardarda yaşanan felaketleri göz önünde bulundurarak, sonuçları ölüm getiren vahşi madencilik ve yıkım projelerini, Kazdağları’nda ne pahasına olursa olsun istemiyoruz.
Bu mücadelemiz Kirazlı’da sonuç verdi.
Siyanür çukurları, atık barajları kurulmadı, pek çok canlı ölümü ve daha fazla doğal yaşam alanının yok edilmesi önlendi.
Alamos Gold ve Doğu Biga Madencilik 13 Ekim 2021 tarihinde Kirazlı’dan tamamen tahliye edildi.
Ancak üstünden bir yıl geçmesine rağmen, sebep olunan zararlar, kanuni yaptırımları olmasına karşın, resmi olarak CİMER iletişim yolu ile “rehabilitasyon çalışmaları planlama dahilinde devam etmektedir” denildiği halde, Eko-Kırım sahasında hala hiç bir çalışma başlatılmamıştır.
350 bin ağacın katledildiği alan, katledilen ağaçların “bedeli olarak” tahsil edilen 5 milyon USD, saha çalışmaları sırasında peşinen tahsil edildiği halde, rehabilitasyon bütçesi varken neden başlamamaktadır?
Kamuoyu önünde, yani halkın, milyonlarca insanın önünde, Haluk Levent’e Tarım ve Orman bakanının verdiği söz neden tutulmamaktadır?
Neden Sayısız kez Orman Bakanlığı’na yaptığımız başvurulara ve sorularımıza, açık ve net yanıtlar alamıyoruz?
Buradan bir kez daha sesleniyoruz:
Kazdağları’nın kaybedecek vakti yok!
Orman Bakanlığı görevini yerine getirmeli, Eko-Kırım alanı olarak tarihe geçmiş Kirazlı maden sahası acilen bilimsel ve ekolojik yöntemlerle rehabilite edilmelidir.
Bu tarihi sorumluluk ilgili yasalarla da teminat altına alınmış bir yükümlülük ve zorunluluktur.
Bu konuda görevlerini yerine getirmeyen tüm ilgili ve sorumlu memurlar hakkında, yargı yoluyla hesap soracağımızdan ve bu konunun takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Yargı bazen yavaş işler ama mutlaka işler.
Yapılan tüm bu hukuksuz ve sorumsuz girişimleri kayıt altına alıyor, kararlılıkla takip etmeye devam ediyoruz.
Günü geldiğinde bağımsız mahkemelerde ve hukuk önünde mutlaka mutlaka hesaplaşacağız.
Kazdağları tamamen koruma altına alınana kadar ve ekoloji yıkımları durana kadar, bilim ve akıl ile ilkeli ve kararlı bir şekilde doğal yaşamı koruma ve yaşatma mücadelemize devam edeceğiz.”