
Ş. TARIK SÜRMELİOĞLU
YENİGÜN, Edip Uğur’dan yadigar Çamlık Projesi’ne dikkat çekiyor; Ziya Tan’ın ‘Hasan Baba İşhanı’ ve İsmail Ok’un ‘Karesi AVM’si ile aynı potaya atıp “boşa giden paralar” diyor.
Çamlık Projesi’ni de Karesi AVM ve Hasan Baba’nın akıbeti bekliyormuş.
Gazete bir bakıma haklı.. Henüz kundakta bebek sayılacak yaştaki Büyükşehir Belediyesi, işin başında lök diye yüz kırk iki milyon lirayı Çamlık’a gömmemeliydi.
Çamlık gibi büyük projeler, kurumsallaşmasını tamamlamış, yatırım ve hizmet konusunda sorun yaşamayan, kendi kaynaklarıyla ayakta durabilen yerel yönetimlerin yapacağı iş.
Yani, sonraki iş.
***
NE Kİ, proje başlamış, Çamlık bölgesi hallaç pamuğu gibi atılmış, bilmem kaç ton dinamit patlatılıp dağ taş yerinden oynamış, yüzlerce ağaç odun ve keresteye dönüşmüş, gençliğimizin tenha aşk yuvası Çamlık tanınmaz hale gelmiş..
Eskiye döndürme olanağı yoksa.. Projeye devam mecburen.
Bitecek yani.
Şimdiki Büyükşehir yönetiminin Çamlık Projesi konusunda heyecanı, hevesi yok; buradan bakınca öyle anlaşılıyor.
Elbette kaderine terk edilmeyecek, proje uygulanacak.
Edip Uğur’un Çamlık konusundaki hevesini, Zekai Kafaoğlu’nda göremediğimizi söylüyoruz sadece.
Meselâ, Uğur’un her fırsatta dikkat çektiği ‘hilal minareli cami’ mevzusundaki heyecanına karşılık, Kafaoğlu “ben kendi heyecanımı yaratırım, gider Karatepe’ye Osmanlı işi bir cami yaparım” dediydi.
Bin üç yüz altmış bir projeden bir tanesi de Karatepe’ye dört minareli, Süleymaniye taklidi bir cami yapmak.
‘Taklit’ sözcüğünü özellikle kullandık; sonuçta özgün bir mimarisi olmayacak.. Taklit!
Çamlık’taki hilal minareli cami ise, beğenin beğenmeyin, özgündür.
***
HA, çok mu lazım?
Çamlık’ta ille de bir cami olmalı mı?
Karatepe’de olması gerektiğine inanıyorsanız, Çamlık’takine de inanmak zorundasınız.
“Fazla cami göz çıkarmaz” modundaysanız, “şuraya da lazım, buraya da lazım” dersiniz.
Ekonomik açıdan bakarsak, ikisi de çarçur.
Çamlık’ın prestiji için harcanacak yüz kırk iki milyon liranın kaçta kaçı hilal minareli camiye gidiyor bilmiyoruz ama, o kentsel prestij için sarfedilecek parayı başka zorunlu kentsel ihtiyaçlarda değerlendirmek daha faydalı olurdu.
Kentsel prestij açısından bakarsak..
Balıkesir’i öne çıkaracak projeler mühim.. Kente değer katacak şeyler lazım.
Tarihini koruyamamış bu şehrin, geleceğe eser bırakmak gibi bir sorumluluğu var şimdi.
Hilal cami, eser mi?
Başta dedik ya, özgün bir proje.
Bana kalsa ne yaparım?
O milyoncuklarla memleketin orasına burasına yeni okullar yaparım.
En önemli ihtiyaç.
***
ÇAMLIK Projesi, yalnızca hilal minareli camiden ibaret değil tabi.. Bilim merkezi var, kütüphaneler var, alışveriş noktaları var, dinlence alanları var.. Bir nevi yaşam merkezi.
Ama ne diyor Balıkesirli?
“Kim gider Çamlık’a?”
Eskiden pikniğe, piknişmeye falan giderdi memleketin insanı.. Sonra unutuldu Çamlık.
Yaz aylarında yangın falan çıkınca akla geldi, “güzelim ağaçlar yanıyor” diye üzüldük.
Güzelim ağaçları kestiler proje için, sessiz kaldık!
***
NEYSE.. Bir de Ziya Tan’ın Hasan Baba’sı, İsmail Ok’un Karesi AVM’si var.
Hasan Baba Çarşısı eski zamanda derme çatma dükkanların bir arada olduğu, Pazar yeri formatında bir çarşıydı. Balıkesirli alışverişini oradan yapardı.
O zaman derme çatmaydı ama, devrinin en önemli alışveriş noktasıydı. Zengini de fakiri de oradaydı.
Büyük umutlarla yapılan çarşı ve işhanı atıl kaldı.. Şunu şurasında çeyrek yüz yıllık ömrü var ama, daha işin başında eskidi Hasan Baba.
Kötü mimarisiyle, şehrin orta yerinde hançer gibi duruyor işte!
Hiçbir değeri, özelliği, işlevi de yok.. Derneklerin, odaların, şunların bunların idarehanesi gibi.
Önceden Belediye’nindi.. Sabri Uğur’un Belediye Başkanlığı döneminde dükkanlar, ofisler birer ikişer satıldı; kamusal kimliği de kalmadı.
İleriki yıllarda bu şehri yönetecek olanların ‘yıkım projeleri’ içinde yerini alacaktır.
***
İSMAİL OK’un Karesi AVM’si de, Hasan Baba Çarşısı gibi atıl, amaçsız bir projeydi.
Vizyonsuz belediyeciliğiyle Balıkesir’in beş yılını yiyen İsmail Ok, “memlekete önemli bir hizmet yapayım, yeni bir çarşı kazandırayım” dedi ama, Karesi AVM de doğum sırasında öldü!
Maksat, o bölgeyi hareketlendirmek, ticaret merkezine dönüştürmekti; tutmadı.
Tutmayınca tutmuyor.
Bir de AVM koydular ya adını.. En çok ona gülüyor millet!
“Ben yaptım oldu” mantığı, sakat mantık.. Dayatmacılık…
Yapmadan önce artılarını eksilerini tesbit etmek lazım.. Şehrin kanaat önderlerine danışmak lazım.
Gıda çarşısı formatıyla inşa edildi.. Bir iki kuruyemişçi, şarküteri hepsi o…
Toplantı salonu falan olmasa, kimsenin gidip göresi yok.
Hem Belediye’nin, hem BASİAD İnşaat’ın elinde patladı.
Yazık oldu.