ZEKAİ KAFAOĞLU Altıeylül Belediye Başkanı’yken..

“İki maaşımı Balıkesirspor’a bağışlıyorum” demişti.

Kafaoğlu, iki Başkanlık maaşını BALKES’e verince gazeteler manşetlere taşımış, kamuoyunda “Balıkesirspor’un hamisi” gibi gösterilmiş; Zekai Bey şovunu çok güzel yapmıştı.

Tabi o dönemde de birkaç milyon liracık lazımdı Balıkesirspor’a; acilen ödenecek borçlar vardı, puan cezası, transfer cezası falan geliyordu.

Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur, hem Kafaoğlu antipatisi, hem de kibrin son kertesinde, “çekirdek fıstık parasıyla bu işler olmaz” deyivermiş, “aha işte para” demiş, Zekai Bey abimizi oracıkta madara etmişti.

***

ÇEKİRDEK fıstık muhabbetini hatırladık da..

Bugün Balıkesirspor’un yaşadığı mali krizin aşılması için başlatılan kampanyaya cuk oturdu.

Neden cuk oturdu?

Çünkü “beş lira, on lira, elli lira, ne verirsen abi” moduna geri döndük yine.

Yani senin, benim, hepimizin bağışlayacağı beş liralar, on liralar falan toplanacak, Balıkesirspor’un ilk etapta acilen ödemesi gereken altı milyon küsur lira borç kapatılacak!

Bunu kapattın; gerisi var. O borçları neyle ödeyeceksin?

***

İŞTE efendim, şehir takımına sahip çıksın, Balıkesirspor hepimizin falan.

Bir avuç gerçek taraftar, birkaç gerçek kırmızı beyaz sevdalısı, hepsi o.

Balıkesirspor, bu şehirde yaşayan üç yüz kırk bin insanın yüzde doksan dokuzunun umurunda bile değil.

Yarın kapıya kilit vurup gitseler meselâ..

En çok, her krizde kapısı çalınan iş adamları sevinir.

En çok, siyasi durumlardan dolayı kulübe sahip çıkmak zorunda kalmaktan azap yaşayan yerel yöneticiler sevinir.

En çok, belediyelik işlerini gördürmek için Balıkesirspor’a dünyanın bağışını yapmaya zorlanan müteahhit kısmı sevinir.

Sevinecek çok adam var, alt alta yazmayalım şimdi.

***

ŞANIM yürüsün, sosyalleşeyim, ucundan kenarından bana da üç beş kuruş değer, yönetici sıfatımla açılmayan kapıları açabilirim falan filan diye düşünen niceleri geldi geçti kulüp yönetimlerinden.

İş başındayken kendi işlerini gördüler, açılmayan kapıları açtılar, Balıkesirspor üzerinden bir yerlere yürüdüler. Şimdi çoğunun adını sanını duymayız.

Maçlara bile gitmezler.

***

EDİP UĞUR, Büyükşehir adayıyken Balıkesirspor’u seçim malzemesi yapmıştı.

“Nasıl olsa parayı ben vereceğim, o zaman benim adamım başkan olacak, yönetim benim adamlarımdan oluşacak” diye isim ve adres vermişti.

Dönemi boyunca kendi tercih ettiği isimleri Başkan ve yönetici yaptı. Parayı verdi.

Tabi sonuç değişmedi. Kulüp iyiye gitmedi. Lig’de beklenen performansı gösteremedi. Borç üstüne borç bindi. Cezai yaptırımlarla karşı karşıya kaldı.

Altıeylül’ün başındayken iki maaşını Balıkesirspor’a bağışlayıp havasını atan Kafaoğlu Büyükşehir’in başına geçince Balıkesirspor’un da hamisi oldu haliyle. BALTOK’un sponsorluğu devam ediyordu; Büyükşehir’den maddi destek sağlanıyordu.

Sonuç ortada. Ne Edip Uğur kurtarabildi, onca paraya, güce, şöhrete karşın..

Ne Kafaoğlu çözüm üretebildi.

***

ŞİMDİ top Yücel Yılmaz’da. Büyükşehir Belediye Başkanı olunca, otomatikman Kulüp kucağında kalıyor. Siz bakmayın “Balıkesirspor bu şehrin markasıdır, hepimiz sahip çıkmak zorundayız” söylemlerine.

Büyükşehir’in büyük yükünün üstüne bir de Balıkesirspor’u yüklemekten muzdariptir aslında.

El mecbur, Balıkesirspor’a sahip çıkılacak.

Yani, sahip çıkmak dediğin, para temin etmek, milyonları bir şekilde bulup Balıkesirspor’a aktarmak.

Yücel Yılmaz akıllı adam.

Balıkesir biraz kovalaktır malum.. Parasıyla kendini kahraman ilan eden çoktur.

Yücel Yılmaz, kampanyayı tabana yayarak hem gözlem yapıyor, hem tesbit.

“Bakalım bu takım için kimler elini taşın altına koyacak” faslında.

Yoksa, adım gibi eminim, acilen gereken para hazırdır. Bugün istese pat diye atar ortaya, ödemeyi yapar.

Vali Ersin Yazıcı’yı da işin içine direkt dahil ediyor ki, devletten kaçış yok!

***

OLAĞANÜSTÜ kongre var birkaç gün sonra.

Son kongrede hesap kitap aklanmış, hiç kimse ne alındı ne verildi diye sormamıştı.

Eller havaya; oybirliğiyle kabul…

Bu kere öyle olmasın.

Tüm üyelerin eline bir bilanço verilsin. Ne harcanmış, nereye harcanmış, ne kadar borç varmış, ne kadar alacak, hangi topçuya gerçekte ne ödenmiş, hangi topçunun alacağı varmış, giren para, çıkan para falan filan.

Kulüp mutfağına alınan domatesin bile hesabı verilsin.

Büyükşehir kaynaklı gelirler, eşraftan toplananlar, bağışlar, şunlar bunlar.

***

İKİ önemli sorunu aşabilirse Balıkesirspor.. Kendi kaynaklarıyla yoluna devam eder.

Kampanyalardan toplanacak on liralara, yirmi liralara ihtiyaç duyulmaz.

Birincisi, kendi özkaynakları olacak. İkincisi, elin kaprisli ve kerameti kendinden menkul topçusuna sezon boyunca bir tane gol atacak diye dünyanın parasını ödemek yerine, kendi altyapısından, kendi şehrinden yetiştirdiği çocuklara olanak sağlayacak.

Böylece kimseye muhtaç olmayacak.