İLHAN DERVİŞ
GÜNDEM belli. Ortadoğu’dan bir türlü çıkamıyoruz. Haydi biz Ortadoğu’nun içinrdeyiz, diğerleri de komşumuz.. Ama ABD maşallah bizden fazla çıkamıyor buradan.
Lafa gelince ‘Ortadoğu bataklığı’ oluveriyor; işine yarayınca ‘medeniyetlerin beşiği’… Şaşı bak şaşır durumu.
Ama kusur bizi bu duruma sokanlarda değil. Kusur bizde, bizim anlama çabamızda. Niye?
O zaman açıklamaya çalışalım. Ne de olsa bizimki amme hizmeti.
***
HOLLYWOOD hepimizce malum.. California eyaletinin Los Angeles (Melekler şehri)’nde yer alan ve sinema endüstrisinin kalbi olarak bilinen star yuvasının adı. Naçizane bizim Yeşilçam’ın Amerikancası yani…
Meşhur bilgin Thomas Edison’un elinde bulunan bir çok sinema patent hakkının ihlali ve avukat takibinden kaçmak gerektiğinde kolayca kaçabilmek için Meksika sınırında yer alan bu bölgeye yerleşerek film çekmeye başladılar. Şimdinin devasa film sektörü sizin anlayacağınız bir nevi korsan filmcilerin ABD öncüllerinde oluşturuldu.
Ama bu dev endüstri zaman içinde ABD kültürel, siyasal ve ekonomik emperyalizminin baş aktörü ve yönlendirildiği merkez oldu.
Sadece 2016 yılında 11.4 milyar dolar hasılat geliri elde eden devasa bir sektör. Ama elde ettiği asıl kâr tüm dünyayı yönlendirmesi.
Bilim adamları küresel ısınmanın dünyayı yok edeceğinden bahseder; tak bir film gelir akabinde.. Dünya nüfusunun 8 milyar oluşu kaldırılabilecek yük değildir, bu böyle söylenir; Hollywood filmi dayar.
İnsanlığın sonunu GDO’lu ürünler, gıdadaki kimyasallar getirecek, hepimiz zombileşerek öleceğiz diyorlar; tak on tane zombi filmi çekiliyor. İnsanın zombi olası geliyor, o derece yani.
***
HOLLYWOOD’u takip eden, aslında üç beş sene içinde başına ne geleceğini kolaylıkla anlayabilir.
Ama biz konduramıyoruz o kadar.
2005 yılında Suriye’de Esad yönetimi istediği gibi ülkeyi yönetirken, Ortadoğu’nun yüksek ateşli hastalıkları bulaşmamışken, Hollywood ‘Syriana’ isimli bir film üretiverdi. Başrolde Oscar ödüllü George Cloooney… Yönetmen senarist olarak Oscar alan Stephen Gaghan.. Künyayi uzatmaya gerek yok. Syriana, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirebilmek için yapılan kuramsal çalışmalara verilen ad… Ne tesadüf!
ABD’nin petrol sebebiyle çıkarı bulunan bölgedeki ilişkileri, konumu ve müdaheleleri… Ne tesadüf, film ABD’nin çıkarları olduğu sürece bölgede demokrasi yanlısı bir liderden ziyade kendi kuklası olabilecek kişileri desteklemek için her türlü atraksiyona gireceğini anlatıyor. Biz bu filmlere klasik Amerikan filmi deyip geçiyoruz. Onlar ise olacakları gözümüzün önüne daha önce serip, alt beynimizde daha sonra karşılaştığında hatırlayıp, yabancılık çekmeyeceği görüngeler yaratıyor. Bu alt beyin işi de çok önemli.. Ama onu daha sonra yazarım belki.
***
HAA, bu Hollywood meselesini derinlemesine merak ederseniz, son zamanlarda TV fenomeni haline gelen Ramazan Kurtoğlu Hoca’nın “Hollywood sineması ve bilinçaltı operasyonları” kitabını okuyabilirsiniz. “Hollywood filmleri Amerikan sinemasının masum birer çalışması mı, yoksa planlı bir projenin parçası mı?” diye soruyor Hoca.
O yüzden izlediğimiz filmleri bir de bu gözle izleyelim. Ne dersiniz?
Belki biz de geleceğe dair bir şeyler buluruz.
***
O vakte kadar elden ne gelir… Biz yine kendi filmlerimizi izlemeye devam edelim.
“İdris babamız, Çukur yuvamız…”
İyi seyirler!..